Gömülü 20 Yaş Dişlerinin Cerrahi Çekimi Sonrasında, L-PRF uygulanmasının Ağrı, Şişlik ve Yara İyileşmesi Hızı Üzerine Etkisi. | Radixdent
444 68 41 info@radixdent.com.tr
444 68 41
ÇEKMEKÖY WHATSAPP
+90544 868 68 41
KARTAL WHATSAPP
+90542 468 68 41
Almanya Whatsapp
+90542 468 68 45

Sizi Arayalım

Telefon

Şubeler Bilmeniz Gerekenler

İletişim Formu

Gömülü 20 Yaş Dişlerinin Cerrahi Çekimi Sonrasında, L-PRF uygulanmasının Ağrı, Şişlik ve Yara İyileşmesi Hızı Üzerine Etkisi.

Gömülü 20 Yaş Dişlerinin Cerrahi Çekimi Sonrasında, L-PRF uygulanmasının Ağrı, Şişlik ve Yara İyileşmesi Hızı Üzerine Etkisi.

Ağız diş ve çene cerrahisi pratiğinde gömülü yirmi yaş dişlerin cerrahi çekimi en sık uygulanan girişimlerden biridir.

Gömülü diş çekimini takip eden günlerde görülen ağrı, ödem ve trismus hastaların yaşam kalitesini düşürmekte, iyileşme döneminde iş gücü kaybına bağlı maddi yükleri artırmaktadır.

Gömülü 20 yaş dişlerinin cerrahi çekimi sonrası oluşan postoperatif komplikasyonları azaltmak ve iyileşme sürecine hız kazandırmak amacıyla pek çok farklı cerrahi teknik ve materyal uygulamaları literatürde tarif edilmiştir.

Bizde kliniğimizde bu amaçla çekim sonrası ağrı ve ödemi azaltmak ve yara iyileşmesini hızlandırmak amacıyla çekim boşluğuna L-PRF uygulamaktayız.

Kliniğimizde kullanılan kişinin kendi kanından elde edilen L-PRF, yara iyileşmesi ve bağışıklıkta görev alan kana ait tüm bileşenleri içeren bir trombosit konsantresidir.

Literatürde daha önce tarif edilmiş olan diğer trombosit konsantrelerinden farklı olarak, L-PRF’nin hazırlanmasında herhangi bir antikoagülan ajana gerek duyulmadığından 2. nesil trombosit konsantresi olarak da isimlendirilmektedir.

L-PRF’nin elde edilmesi için, hastanın kendi kanı antikoagülan içermeyen 10 ml’lik tüplere alındıktan sonra, bekletilmeden 3000 rpm de 10dk boyunca santrifüj edilir.

Tüpün ortasında lökosit ve trombositlerden zengin sıkı organize bir fibrin (L-PRF) ağı oluşur, tüpün üst kısmında hücreden fakir plazma, tüpün dibinde ise kırmızı hücreler toplanır.

L-PRF başta;

PDGF (trombosit kökenli büyüme faktörü),
TGFb-1 (dönüştürücü büyüme faktörü beta),
IGF (insülin benzeri büyüme faktörü)
olmak üzere bol miktarda büyüme faktörü ve diğer sitokinleri içerir.

PDGF, TGFb-1 ve IGF yara iyileşmesinde; ilk skar dokusunun oluşumu ve skar dokusunun maturasyonunda büyük öneme sahiptirler.

Çeşitli trombosit konsantreleri;

Yara iyileşmesini hızlandırmak,
Oluşan skar dokusunu azaltmak,
Yara yerini dış etmenlerden korumak,
Pansuman sayısını azaltmak,
Hasta konforunu artırmak gibi pek çok sebeple plastik cerrahi, ortopedi, dermatoloji, çene cerrahisi gibi pek çok tıp alanında kullanılmaktadır.
Gerçekleştirmiş olduğum akademik çalışmalar ışığında1,2;

L-PRF’in cerrahi sahanın daha kısa sürede ve daha az defektle iyileşmesine katkı sağladığını1,
Ve bunun yanında L-PRF’in postoperatif dönemde gözlenen ödemi azaltmakta anlamlı etkisi olduğu söyleyebilirim2.

Uzm.Dt. İ. MURAT AFAT

REFERANSLAR

Afat, Ibrahim Murat, Emine Tuna Akdoğan, and Onur Gönül. "Effects of leukocyte-and platelet-rich fibrin alone and combined with hyaluronic acid on early soft tissue healing after surgical extraction of impacted mandibular third molars: a prospective clinical study." Journal of Cranio-Maxillofacial Surgery (2018).
Afat, İbrahim Murat, Emine Tuna Akdoğan, and Onur Gönül. "Effects of Leukocyte-and Platelet-Rich Fibrin Alone and Combined With Hyaluronic Acid on Pain, Edema, and Trismus After Surgical Extraction of Impacted Mandibular Third Molars." Journal of Oral and Maxillofacial Surgery 76.5 (2018): 926-932.